Konut Kredisi ya da İhtiyaç Kredisi Çeken Kişi Ölürse Borç Ne Olur?

100lukler

Günümüzde toplu paraya ihtiyaç duyulduğunda başvurulan ilk yöntemlerden birisi kredi çekme işlemidir. Yaşamın bir gerçeği olan ölüm ise, normal insanların kapısını çaldığı gibi kredi borcu olan insanların da kapısını çalmaktadır. Peki, konut kredisi ya da ihtiyaç kredisi çeken kişi ölürse borç ne olur? Bu sorunun cevabına geçmeden önce konuyla ilgili önemli terimler olan, konut kredisi, ihtiyaç kredisi ve hayat sigortası kavramlarını incelemekte fayda var.

Konut Kredisi Nedir?

Konut kredisi, banka sektöründe çalışan kişiler arasında mortgage kredisi, halk  arasında ev kredisi olarak da bilinmektedir. Konut kredisi, satın alınmak istenen evin değerinin yüzde seksenini kapsayacak şekilde verilmektedir. İstisnalar olmakla birlikte, yüzde seksen kriterinin en yaygın durum olduğunu bildirmekte fayda var. Yani alacağınız gayrimenkulün parasının yüzde yirmisini peşin ödersiniz, banka yüzde sekseni için size kredi verir. Konut kredinizi çekerken, banka size parayı konutu teminat altına almak koşuluyla verilir. Bu duruma ipotek de denir. Geçmiş zamanların en meşhur kavramlarından “kefil” meselesi, konutun banka tarafından teminat altın alınmasıyla, yani ipotek edilmesiyle ortadan kalkmıştı ve günümüzde ev kredisi çekerken kefil şartı koşulmamaktadır. Ödeme ile ilgili herhangi bir sorun çıktığında banka, kredi verdiği evi geri alma hakkına sahip olmaktadır. Konut kredisi, belli bir faiz karşılığında verilmektedir.

İhtiyaç Kredisi Nedir?

İhtiyaç kredileri, konut kredilerine nazaran doğal olarak daha düşük miktarları kapsamaktadır. Genelde nakit ihtiyaçlarının karşılanması üzerine temellendirilen ihtiyaç kredisi aynı zamanda kısa vadelidir. Nakit paraya ihtiyacı olan tüketiciler, günümüzde banka şubesine gitmeden telefon ya da internet vasıtasıyla ihtiyaç kredisi almaya başladı. Geçtiğimiz dönemde cep telefonlarına getirilen taksit yasakları ile birlikte popülaritesi artan ihtiyaç kredileri, bir çeşit bireysel kredi türüdür. Bu kredi türünde ticari kaygı söz konusu değil, bireysel amaçları karşılamak esası söz konusudur. İhtiyaç kredileri, kişilere bankalar tarafından gelir durumu ve bankalara daha önceki borçlar karşısında sergilediğiniz tutumu göz önüne alınarak verilir. Yasal olarak ihtiyaç kredisi almak için 18 yaş gibi bir sınır olsa da birçok banka, istisnalar olmakla birlikte, 20 yaşını doldurmuş kişilere ihtiyaç kredisi vermeyi tercih eder. Eğer bir işveren iseniz ve ihtiyaç kredisi almak istiyorsanız vergi levhanızın olması, hatta bu levhada kar ediyor olmanızın görünmesi gerekmektedir. Şayet bir çalışan olarak ihtiyaç kredisine başvurduysanız SSK kayıtlı olmanız ve en az 3 aydır aktif olarak çalıştığınız kurumda çalışıyor olmanız gerekmektedir.

Hayat Sigortası Nedir?

Hayat sigortası, sigorta şirketleri tarafından sözleşmeyi imzalayan kişinin belirli bir prim ödemesi koşuluyla, sözleşmede beyan edilen süre içinde ve sözleşmede yer alan haller dahilinde yaşamını kaybetmesi halinde mirasçılarınıza ya da belirlediğiniz kişilere sigorta bedelini ödediği bir çeşit sigortadır. Bu sigorta kapsamında kredi borçları, yasal mirasçılarınıza aktarılmaz, sigorta şirketi tarafından ödenir. Özetle, hayat sigortası başınıza beklenmedik bir olay geldiğinde hayatınızın güvenceye alınmasını sağlayan, vefatınız durumunda ise geride bıraktığınız kişilere daha büyük sıkıntılar açılmamasını sağlayan bir ayrıcalıktır.

İhtiyaç ya da Konut Kredisi Çeken Kişinin Ölmesi

Kredi çekmek gibi bir planı olan ama yaşamını kaybetmesi durumunda sevdiklerine borç bırakmaktan çekinen birçok insanın merak ettiği “ihtiyaç ya da konut kredisi çeken kişinin vefatında borç kime kalır?” sorusunun cevabı “hayat sigortası” sayesinde kredi çeken kişiyi ve ailesini rahatlatacak bir noktaya geliyor. Hayat sigortası sayesinde ihtiyaç kredisi ya da konut kredisi borcu, borçlunun vefatı halinde mirasçılarına aktarılmıyor. Hatta bazı hallerde, ödenmiş taksitler yaşamını kaybeden tüketicinin ailesine geri ödenebiliyor. Hayat sigortasının bu avantajlarının bazı istisnaları mevcuttur.

Bankalar tarafından zaman zaman, kredi çekilmesi sırasında zorunlu tutulan hayat sigortası bazı müşteriler tarafından kabul edilmiyor. Kredi çeken kişi, prim ödemek istemediği için hayat sigortası yaptırmak fikrine sıcak bakmıyor ama bu durumda kendisinin vefatı durumunda borcunun yakınlarına kalacağı bilgisini unutuyor diyebiliriz.

İhtiyaç ya da konut kredisi alırken kişilere yapılan hayat sigortasının ücreti yaşa ve belli durumlara göre değişiklik gösterebilmektedir. Yaşı genç olan kişiler, doğal ölüm riski az olduğu için yaşı büyük olanlara oranla daha az hayat sigortası masrafı ödemektedirler. Sigorta şirketi, belirli kriterleri değerlendirip kişilerin ölüme yakınlığına göre tüketiciye bir fiyat belirlerler. Bu fiyatları kabul edip hayat sigortası yapan kişiler, yaşamlarını kaybetmeleri halinde yakınlarına borç bırakmazlar.

Hayat Sigortasının Krediyi Karşılamadığı İstisnai Durumlar

Hayat sigortası, normal ölümlerde borçlarınızı öder, ödenmiş taksitlerinizi ailenize iade eder. Normal ölümlerden kasıt, ani kalp krizi, trafik kazası, iş kazası ya da başka çeşitli hastalıklardır. İntihar edilmesi halinde hayat sigortasının avantajları kaybolur.

Öte yandan diğer bir istisnai durum da riskli hastalıklardır. Kişi, kredi çekmeden önce herhangi bir hastalık teşhisiyle bilgilendirildiyse ve bu bilgiyi kredi çekerken, hayat sigortası yaptırırken sakladıysa kişinin ölümü ve bu gerçeğin açığa çıkması durumunda hayat sigortası borcu ödemez, yasal mirasçılar vefat eden kişinin borcunu kapatmak zorunda kalır.

Örneklerle daha iyi anlatmak gerekirse, 10 Ekim 2016’da konut kredisi çeken birisi, 10 Ekim 2015 tarihinde yani bir sene önce kanser olduğunu öğrendiyse ve bu sağlık bilgisini hayat sigortası yaptırırken sakladıysa, kanser yüzünden hayatını kaybetmesi halinde hayat sigortasının avantajlarından ailesini faydalandıramayacaktır. Fakat kişi, 12 Ekim 2016’da yani kredi çektikten iki gün sonra kanser teşhisiyle karşılaşırsa burada durum farklılaşır, vefatı halinde aileye borç kalmaz. O yüzden, hayat sigortası yaptırırken dürüst davranmakta fayda olduğu uzmanlarca bildirilmektedir. Hayat sigortası yapılırken, hastalık bildirilmesi halinde sigortanın masrafı doğal olarak artış göstermektedir.

Günümüzde hayat sigortası, uzun vadeli kredilerde daha çok tercih edilmektedir. Kısa vadeli bir ihtiyaç kredisi borcu için insanlar hayat sigortası yaptırmayı göze almazken, ödemelerin tamamlanması zaman zaman 20 seneyi aşan konut kredisi borçları için hayat sigortası yaptırmak daha tercih edilen bir durumdur.

Kişinin Hayat Sigortası Yoksa Ölüm Durumunda Kredi Borcu Ne Olur?

Konut kredisi ya da ihtiyaç kredisi çeken kişinin ölümü halinde hayat sigortası yoksa borç, şayet varsa kefile, kefil de yoksa yasal mirasçılara kalır. Mirasçılar bu borçtan reddi miras yoluyla kurtulabilir.

Örneğin, babanızın 20.000 TL kredi borcu varken vefat ettiğini öğrendiniz. Babanızdan size ev, araba, arsa gibi 20.000 TL değerinin üzerinde katkı verecek miras kaldıysa mirası kabul edip 20.000 TL’yi ödemek mantıklıyken, babanızdan geriye sadece 10.000 TL değerinde bir araba kalıyorsa reddi miras yoluyla arabadan vazgeçmek koşuluyla borçtan kurtulmak daha mantıklı olabilir.

Hatırlatmak da fayda var, banka bu borcu herhangi birinden tahsil edebilmek için her türlü hukuki yolu deneyeceği için reddi miras işlemlerinde uzman isimlerden destek almanız faydanıza olabilir.

Yukarıda anlatılan durumlar kredi borcu halinde hayat sigortasının avantajlarını kapsamaktadır. Hayat sigortasının kredi borcuna yaklaşımı ile kredi kartı borcuna yaklaşımı farklılık gösterebilmektedir. Hayat sigortası olsa dahi, yaşamını yitiren bireyin kredi kartı borcu geride bıraktığı yasal mirasçılarına devredilebilir.

Son olarak, kısa vadeli ihtiyaç kredisinde büyük bir önem ifade etmese de uzun vadeli konut kredisi çekecek iseniz, hayat sigortası yaptırmanız, sigortayı yaptırırken varsa teşhis edilen hastalıklarınızı gizlememeniz tavsiye edilendir. Böylelikle, olası bir felaket halinde geride bıraktığınız kişilere ağır borçlar bırakmamış olursunuz.

Scroll to Top