Günümüzde artık banka kredilerini ya da kredi kartlarını kullanmayan reşit olma yaşını doldurmuş kişilerle karşılaşma şansımız neredeyse yok denecek kadar azdır. Bankalarla; gerek iş yerlerimizin anlaşmalarından dolayı, gerekse bireysel olarak finansal ihtiyaçlarımız durumlarından dolayı bankalar ile çalışma içerisindeyiz. Hayatımızın çok büyük bir parçası olan bankalar ile yapacağımız en ufak bir işlem karşılığında bile sayfalarca sözleşme imzalama zorunluluğumuz da bulunmaktadır. Gerekli imzalar tamamlandıktan sonra bankalar ile çalışırız. Fakat bir de var olan borçlarımızı ödeyemediğimiz de başımıza gelecek şeylere hazırlıklı olmamız gerekmektedir. Kredi kartları veya krediler gibi acil ihtiyaçlarımız da bizlere çözüm olan banka araçlarının bizim aleyhimize de bir takım durumlar yaşatabileceğini önceden bilmemiz en doğrusudur. Birçok kimse, büyük bir merakla borçlarını ödeyemezlerse bankaların eve haciz getirme kaygısı içerisinde bulunurlar. Sizler için bu yazımızda “Bankalar eve haciz getirebilir mi?” sorusunun yanıtını aktaracağız.
Bankalar Konuta Haciz Getirebilir Mi?
Bankacılık hizmetlerinin günümüzdeki gibi bu kadar yaygınlaşmadığı zamanlarda birçok insan banka borçlarından dolayı haciz durumunu yaşadılar. Hatta bazı büyük meblağlı borçların sahipleri, borçlarını hiçbir şekilde ödeyemedikleri için hapis cezasına bile çarptırıldılar. Fakat günümüzde, yasalarımızda da bankacılık alanı ile ilgili olan hükümlerin yeniden gözden geçirilmesi ile artık bir takım uygulamalar değişmiştir. Böylece; anayasanın 38. maddesinin 8. fıkrasında yer alan hükme göre: Borçlu olan hiç kimse, taraflar arasında bir sözleşmeden doğan taahhüdü yerine getirmediği için özgürlüğünden mahrum bırakılamaz. Elbette ki bankaların, borçlu olan kişinin borcunu ödemesi için bir takım prosedürleri bulunmaktadır. Bankalar alacaklarını tahsil edebilmek için, borçlu kişiyi sık sık arayarak borcunu ödemesini eğer ödemesi yapılmazsa hakkında yasal işlem başlatılarak, bu işlemlerin hapis cezası ile sonuçlanacağını bildirmesi, yalnızca kişiyi korkutmaya yönelik bir prosedürdür. Bu şekilde bir davranış sergileyerek yalnızca borçlu olan kişiyi korkutarak, bıktırarak borcunu ödemesini sağlamak isterler. Fakat bankaların yasal olarak gerçekleştirebileceği bir takım yaptırımlarda mevcuttur. Banka borçlu olan kişi hakkında yasal işlem başlatarak, kişinin evine haciz gönderebilir ve bu işlem tamamıyla yasal bir süreçtir. Fakat icra memurları tarafından, haciz esnasında borçlu olan kimseye bir taahhüt sözleşmesi imzalatırsa kişi imzaladığı belgedeki hükümleri yerine getirmediğinde, evrakta sahtecilik, dolandırıcılık suçlarından hapis cezası alabilir. Bu sebeple bu tarz evrakların imzalanmamasını telkin ederiz.
Bankaların Yasal Takip Süreci Nedir?
Bankalar borçlu olan kişi hakkında hemen yasal takip süreci başlatmak yerine kişiye borcunun yapılandırılmasını teklif ederler. Yapılandırma sürecinde kişi yine borcunu ödeyemezse çalışılan bankaya göre yine yapılandırma teklifi sunulur ya da yasal takip süreci başlatılır. Yasal takip sürecinin başlaması ile kişiye borcunu ödemesi için belli bir süre tanınır öncelikle. Kişi yine bu süre içerisinde borcunu ödeyemezse banka tarafından evine icra memurları gönderilerek haciz işlemi uygulamaya konulur. Uygulamaya konan haciz işlemi için icra memurları ilk önce evinize gelerek sahip olduğunuz malların değerlendirmesini yaparlar. Bu değerlendirme sayesinde hangi mallara haciz işleminin yapılacağını belirlemiş olurlar. Yapılan ilk ziyaretten sonra, evinize bir süre sonra tekrar gelen haciz memurları belirledikleri malları alarak evinizden ayrılırlar. Bankalar borçlu olan kişinin evine haciz getirebilmektedirler. Fakat bu işlem her eşyayı kapsamamaktadır. Yasalar gereğince belirlenen eşyalara haciz işlemi uygulanamaz. Bu eşyalar, kişinin yaşam koşullarını devam ettirebilmesi için gerekli olan beyaz eşya, koltuk, yatak gibi zorunlu ihtiyaçlarıdır. Ayrıca kişinin gelir durumunu sağladığı eşyalarda, örneğin bilgisayar gibi, haciz edilmeyen eşyalar arasında yer almaktadır. Fakat gelir durumunu sağladığı eşyaların sayısının fazla olması ya da aşırı lüks bulunması durumunda bu durum geçerliliğini kaybetmektedir. Antika eşyalar, değerli taşlar, madeni süslü eşyalar, dev ekran televizyonlar, birden fazla bulunan bilgisayar, tablet vs. gibi teknoloji cihazları, yüklü miktarda bulunan nakit para, mücevher gibi eşyaların haczi direkt yapılmaktadır.
Haciz edilen eşyalar bankalar aracılığı ile satışa çıkartılır. Bu aşamadayken haciz edilen mallarınızın bedelini ödeyerek eşyalarınızı geri alabilirsiniz. Fakat bu aşamada da borcunuzu ödeyemediğiniz takdirde mallarınızın değerlerini banka kendi belirleyerek satışa sunar. Satış sonunda elde edilen para bankaya devredilerek borcunuzdan düşülür. Bu durumda genellikle banka mallarınızı satabilmek için değerlerinin oldukça altında satışa sunmaktadır. Mallarınızın satışından elde edilen para borçlarınızı kapatmak için yeterli olduğunda banka tarafından bildirilir ve bankaya artık borçlu olmazsınız. Fakat elde edilen para borçlarınızı kapatmak için yeterli değilse, geri kalan borcunuzun banka sizden tahsil etmeyi talep eder. Bu süreçte her bankanın izlediği yol, bankaların kendi bünyelerindeki politika nedeni ile farklılık göstermektedir. Bazı bankalar kalan borcunuzu yapılandırmayı teklif ederken, bazı bankalarda sizin gelir durumunuza göre bir süre tanıyarak o süre sonunda borcunuzun faizleri ile birlikte borcunuzu kapatmanızı talep edebilmektedir.