Ekonomi ve ekonomik olaylar insanlık tarihine bakıldığı zaman ilk çağlardan günümüze kadar olan varlığını sürdürmüş olduğunu görmekteyiz. Bilim öncesi dönemden itibaren, ilkel topluluklarda, Rönesans döneminde, Thomas Moore gibi bir çok düşünürün de etkisiyle geliştirilen ekonomi kavramı Merkantilist akımda da gelişimini sürdürmüştür. Kapitalizmle birlikte günümüze kadar gelmiş olan ekonomi kavramı insanlık ve varoluşla orantılı olarak yaşayacak olan bir kavramdır.
Ekonomi genel olarak ekonomik olayları ve bunların arasındaki değişmeyen kuralları incelemeye ve yansıtmaya çalışmaktadır. Ekonomi kavramıyla birlikte proaktif olarak gelişen teoriler son dönemlerde özellikle refah düzeyi üzerine odaklanmış ve buna bağlı olarak refah teorisi geliştirilmiştir.
Refah teorisi, toplumun refahı açısından ekonomik sorunları ele alarak inceler ve refah maksimizasyonu sağlamak adına çalışmalar yapar. Refah maksimizasyonu yapılırken değer yargılarına başvurulur ve bir takım konularda da siyasal tercih kararları almak neredeyse refah bağlamında zorunluluk unsuru oluşturur. Bu noktada refah, kalkınma ile etkileşim halinde olur.
Kalkınma Nedir?
Kalkınma, bir ülkenin toplumsal ve ekonomik anlamda yapısal olarak gelişmesi durumudur. Bu gelişme durumu da süreklilik arz etmektedir. Çünkü gelişmekte olan yani kalkınmaya ihtiyacı olan bir ülke ancak gelişimini sürekli kılarsa gelişmiş olan ülkelerle başa baş duruma gelebilmektedir.
Kalkınma sadece ekonomik anlamda değil genel olarak; hem ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma, toplumsal, sosyal gelişim ve dönüşüm yani sürekli ileriye gitmeyi hedefleyen anlamında bir terimdir. Buradan yola çıkılarak “Kalkınma” kavramı gelişmişlik düzeyidir, sürekli gelişim ve dönüşümdür. Yani kalkınmak, az gelişmişlikten kurtulmak demektir. İlk çağlardan günümüze kadar insanlık da doğru orantılı bir şekilde gelişmiş ve gelişmeye de devam etmiştir. Kalkınma, toplum ve insan açısından sadece maddi yaşamın devamlılığı için değil, insanlığın yüksek kültür ürünlerini üretebilmesi için de gerçekleştirilmesi gereken bir süreçtir.
Ekonomik Kalkınma
Ekonomik Kalkınma, toplumsal faydaya odaklanmış ve toplumsal iyileşme durumunu kastetmektedir. Çoğu zaman ekonomik kalkınma kavramı ekonomik büyüme kavramıyla karıştırılmaktadır. Ancak ikisinin arasında ince bir fark vardır. Ekonomik büyümeden kasıt, ulusal gelirin ve kişi başına düşen milli gelir oranın bir önceki yıla göre pozitif artışıdır. Ekonomik kalkınma da ise daha çok toplumun genel refah düzeyi dikkate alınır.
Ekonomik kalkınma ders kitaplarında veya farklı kaynaklarda iktisadi kalkınma olarak da yer almaktadır. Coğrafi koşulların da zaman zaman etkilediği ekonomik kalkınma, sürdürülebilir ekonomik büyümenin gerçekleşebilmesi için kıt kaynakların etkin ve verimliliği artıracak bir şekilde dağıtılmasının yanı sıra, ekonomik, sosyal, politik ve kurumsal mekanizmaların toplumsal yaşam standartlarının iyileştirilmesi için organize edilmesine yönelik bir alanı kapsar.
Ekonomik Kalkınmayı Belirleyen Faktörler Nelerdir?
Ekonomik kalkınmayı teşvik için uygun koşulların yaratılması açısından ekonomik, bölgenin çekiciliğini arttırmak açısından çevresel, bölgenin sosyo-kültürel değerlerinin geliştirilmesini sağlama gibi açılardan önem taşımaktadır. Ekonomik kalkınmaya etki eden faktörlere alt başlıklar halinde kısaca değinelim:
- Ekonomik faktörler: Sanayinin gelişmemiş olması, teknolojinin yetersizliği, kaynakların rasyonel kullanımı ekonomik kalkınma üzerinde etkili olan faktörler arasındadır. Vergi yapılandırılması, genç nesil ve girişimcilerin desteklenmesi, kurumsal kaynak planlaması gibi etkenler ekonomik kalkınma düzeyinde etkilidir.
- Coğrafi faktörler: Coğrafya bir ülkenin kalkınma düzeyinde oldukça önemli bir etkendir. Bazı ülkeler coğrafi açıdan avantaja sahiptirler ve bu durum o ülkelerin kalkınmasında büyük kolaylıklar sağlar. Ancak her ülke için bu avantaj söz konusu değildir. Yine mevcut coğrafi konumu avantaja çevirmek de dezavantaja dönüştürmek de o ülkenin elindedir. Ayrıca bir ülkenin ulaşım ağının gelişmiş olması da o ülkenin ekonomik kalkınması üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.
- Dışa Açıklık: Bir ülkenin kalkınmasının ekonomik açıdan çok önemli bir unsurunu oluşturmaktadır. Dışa açıklık, uluslararası ticaretin verimlilik değişimine etki eder, teknolojinin yayılmasına olanak tanır, turizmle birlikte büyük oranda ekonomik kalkınma gerçekleşir. Bu kalkınma sadece maddi değil büyük oranda niteliksel yani sosyo-kültürel açıdan da değişimi, yayılımı dolayısıyla da kalkınmayı sağlar.
Özetle, ekonomik kalkınma ve ekonomik büyümenin sert olarak sunulması için giderek küreselleşen dünyada ülkeler arası sınırları kaldırmak, teknolojik gelişmeleri yakından takip etmek, iletişimi, alışverişi, çok çalışmayı devamlı kılmak ve yakın ilişkiler kurmayı ihmal etmemek gerekmektedir.