Uzun vadeler ile konut kredisi çekerek ev sahibi olanların en büyük korkularından birisi de konut kredisi borcunu, kredi taksitini ödeyememe ihtimalidir. Bu tür endişeler, kredi çekmek isteyen ya da kredi çeken bireylerin psikolojik hallerini etkilemekle birlikte işlerin kötü gitmesi halinde endişe boyutundan çıkıp önemli ruhsal sorunlara kaynaklık edebilmektedir. “Konut kredisi borcunu ödeyemezsem ne olur?” düşüncesindeki bireyler, yazımızda ilgili detaylara ulaşabilecektir. Yazının en altında da konut kredisi borcunu ödeyememekten korkanlar için belli başlı tavsiyeler yer almaktadır.
Bankalar, müşterilerine konut kredisi verirken doğal olarak müşterilerini değil de kendi çıkarlarını düşünmektedir. Katı faizler karşılığında verilen konut kredilerinin ardından müşteri konut kredisini almayı kabul ettiği halde, eve borç bitene kadar konan ipotek bile bunun göstergesidir. Bu durumda konut kredisi borcunu ödeyemediğiniz halde bankanın herhangi bir yaptırımda bulunmamasını beklemek elbette garip ve çok sürpriz bir durum olacaktır. Banka, konut kredisi çeken müşterinin ilk taksit ödemesini geciktirmesi durumunda hatırlatma mesajı vasıtası ile ilk adımı atar ve borçların ödenmemesi şeklinde devam eden süreci ipotek hakkını kullanmak koşulu ile sona erdirmeye kadar işlemleri devam ettirebilir.
Aşağıda, aşama aşama konut kredisi borcunu ödemediğiniz durumda nelerle karşılaşacağınız, bankaların nasıl bir tavır sergileyeceği ve hangi işlemler ile sizi ödemenizi sorunsuz yapmanız konusunda teşvik etmeye çalışacağına yönelik bilgilere ulaşabilirsiniz
Konut Kredisi Borcu Ödenmezse Ne Olur?
İlk adım hatırlatma bildirimidir. Konut kredisi çeken müşterinin taksit ödemelerini geciktirmesi ile başlayan bu süreçte, bankalar 5582 numaralı Mortgage kanunundan aldığı yetkiye dayanarak, müşteriye ödemesini geçirdiği taksitin tarihinden sonraki beş iş günü içinde yazılı uyarıda bulunarak hatırlatma yapmakla yükümlüdür. Kısa mesaj (SMS), elektronik posta gibi yazılı yöntemlere alternatif olarak bankalar müşteriyi arayarak problemin nereden kaynaklandığını öğrenmek ve taksit ödemesinin en sağlıklı şekilde yapılmasını sağlamak amacıyla uzlaşmaya çalışmak için telefon görüşmeleri yaparlar. Öte yandan iadeli taahhütlü normal posta vasıtasıyla da yazılı hatırlatma ile bankaların müşteriye bildirim yapma durumu söz konusudur.
İkinci adım ise muacceliyet bildirimidir. Konuya muacceliyetin ne olduğu ile başlayalım. Hukuki bir kavram olan muacceliyet kelimesi, eylem bildiren haliyle muaccel olmak tanımına denk düşmektedir. Bu kelimeyle herhangi bir ödemenin vadesinin gelmiş olduğu, borcun ödenmesi gerektiği ifade edilmeye çalışılır. Gündelik dilde pek kullanılmayan muacceliyet, vade sözcüğünün eş anlamlısı niteliğindeki ecel kelimesinden oluşmuştur. Peşin ödeme anlamını da taşımaktadır.
İlk taksiti geciktiren müşterinin, hatırlatmaya rağmen ikinci taksiti de geciktirmesiyle birlikte, üçüncü taksitin süresi gelmeden belirli bir süre önce bankalar noter vasıtası ile müşterisine muacceliyet bildiriminde bulunurlar. Bu bildirim ile birlikte konut kredisi çekip, taksitini geciktiren müşteriye bu ikinci gecikmeyle birlikte birikmiş borcunu ödememesi halinde tüm borçlarını kapatmasının gerekebileceği uyarısı verilir. Muacceliyet bildirimi sonrasında müşteriye geciken taksitlerini ödemesi adına genelde bir ay kadar süre tanınmaktadır.
Ev için kredi çekip taksitlerini ödeyemeyen müşteri için uygulanan adımlardan birisi de yeniden yapılandırmadır. Tahsilat uzmanları, borcunu ödemekte zorlanan, taksitlerini geciktiren ya da ödemeyen müşteriler ile görüşmeler yapar, borcu tahsil etmek adına yapılandırmaya gitme yolunu teklif eder. Genel Müdürlük Yapılandırma Kredisi Politikaları’na uygunluğu çerçevesinde, müşteri ile tahsilat uzmanının anlaşmak üzere olduğu yeniden yapılandırma alternatifi pozitif puan alırsa yeni ödeme planına geçilir. Bu planla birlikte konut kredisi çeken banka müşterisi, bankaya olan borcunu yeni ödeme planına uyacak şekilde, zamanına uygun olarak ödemekle yükümlü hale gelir.
Yeniden yapılandırmanın ardından sorunların devam etmesi durumunda sıradaki adım ikinci yeniden yapılandırma olarak adlandırılmıştır. Bu adım çerçevesinde, bankalar konut kredisi çeken, ödemelerini belirlenen tarihlerde gerçekleştiremeyip aksatan ve yeniden yapılandırma yoluna giden müşterilerine ikinci bir yeniden yapılandırma şansı tanımaya çalışmaktadır. Müşteri, bankaya konut kredisine yönelik borçlarını ödeme performansındaki bozulmanın, aksaklıkların ve sıkıntıların somut nedenlerini sunduktan sonra ilave bir teminat ile ikinci kez yeniden yapılandırma imkanından faydalanıp esnek ödeme planlarıyla borcunu teslim etmeye devam etmektedir. İlave teminat noktasına gelince bankalar müşterisinden maddi ya da muteber bir kefil isteyebilmektedir.
Artık işlerinden geldiği son nokta ise bankanın ipotek hakkını kullanmasıdır. Banka, konut kredisi verdiği müşterinin aldığı yeni evine, borcu bitene kadar ipotek koyduğu için borçların ödenmemesi halinde bu evin müşterinin elinden alınması en büyük korkulardan bir tanesidir. Hatırlatma, muacceliyet bildirimi ve ardından gelen yeniden yapılandırma ve ikinci yeniden yapılandırma planlarına rağmen müşteri ödeme planlarına uymayıp ödemelerden kaçınırsa, Karşılıklar Kararnamesi adı altında ödeme planı iptal edilir ve ipotek işlemleri başlar. Bu işlemlerin başlaması için ikinci yeniden yapılandırma eylemenin ardından dört taksitin gecikmeye girmesi ve gecikmenin ardından 90 günlük gecikme süresinin tamamlanması beklenir. İpotek konan ev, borcu kapatmıyor ise banka sırasıyla haciz ve kefil ile borcu kapatabilmek için dava dosyasına avukat tayini gerçekleştirebilir.
Konut kredisi çekerken ayağınızı yorganınıza göre uzatmakta, satın alacağınız evin üstüne bir de faiz bedeli ödeyeceğinizi hatırlamakta fayda var.
Bunun için “Tüm Bankaların Konut Kredisi Faizleri” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Öte yandan, kredi çekmek için konut kredisi faizlerinin düşmesini bekliyorsanız “2017 yılında konut kredisi faizleri düşer mi?” başlıklı yazımız işinize yarayacaktır.
Konut Kredisi Borcunu Öderken Zorluk Yaşamamanız İçin Genel Tavsiyeler
Konut kredisi çekerken bireyler, başvuru sürecinde bankaya bir gelir beyanında bulunurlar, banka da konut kredisi çekmek isteyen müşteriye krediyi verdiği durumda bu borcun taksitlerini beyan ettiği aylık gelirle ödeyip ödeyemeyeceğine karar verip konut kredisini müşteriye sunar. Yani, banka zaten ödemede sorun çıkarması muhtemel müşteri tiplerine konut kredisi vermeye bile yeltenmez. Peki, bankalar konut kredisini ödeme garantisi yüksek olan müşteri profillerine kredi vermeyi tercih ediyorsa neden kredi borcunu ödeyemeyen insanlar oluyor? Bu sorunun cevabı aslında çok basit. Aylık geliriniz ilerleyen süreçlerde bozulabilir, bu durumda aylık taksitlerinizi öderken zorluk çekebilirsiniz. Bir başka sıkıntı kaynağı da müşterinin konut kredisini öderken yeni borçlar altına da girmesidir. Konut kredisi çekip yeni bir ev alan müşteriler, yeni eve uygun daha yeni, daha güzel eşyalarla yaşamayı cazip gördüğü için lüks eşyalar satın alması halinde aylık giderleri artmaktadır. Borcun katlanmasıyla birlikte de bazıları konut kredisini öderken zorluk yaşamaktadır. Bir yakının ölümü, bir kişinin hastalığı sonrası tedavi masrafları, ya da aile fertlerinden birisinin yüksek ilaç maliyeti gerektiren bir hastalığa yakalanması da insanların ilerleyen süreçlerde konut kredisi ödemelerini, taksitlerini geciktirme sebepleri arasında yer almaktadır. Bankaya konut kredisi başvurusu yapmadan önce başınıza bu tür durumların gelebileceğini hatırlamanızda, bu tür durumların başınıza gelmesi ve ekonomik dengelerinizin alt üst olması halinde ise konut kredisi borçlarınızı ya da taksitleriniz ödememeniz halinde belirli yaptırımlarla karşılaşacağınız bilmenizde fayda var. O yüzden konut kredisi çekmek isteyen bireylerin, düşünmesi gereken en önemli noktalardan biri “Aylık konut kredisi taksitlerine ek bir gider çıktığı halde ödeme planımda aksaklık olur mu, banka ile aram bozulur mu?” sorusunun cevabı olmalıdır.