Bir ülkenin vatandaşı olmayan kişiler o ülkedeki yabancılardır. Yabancılar kişi olarak burada bulunup turizm gibi sektörler bakımından anlam ifade edebileceği gibi menkul ve gayrimenkul varlıklarıyla anlam ifade edebilmektedir. Günümüzdeki serbest piyasa koşulları dikkate alındığında bir ülkedeki şirketlere yalnızca kendi ülkelerinin vatandaşları değil, birikimini o ülkede değerlendirmek, o ülkede yatırım yapmak isteyen kişiler de yatırım yapabilmektedir. Bu kişiler yatırım yaparken ülkenin ekonomik, siyasi ve sosyolojik istikrarının yanında, ortağı olmayı tercih edecekleri şirketlerin geçmişteki, o andaki ve gelecekteki muhtemel durumlarını da tahlil edebilmek durumunda kalmaktadır. Aksi halde yapacakları yatırım kendilerini büyük bir krize sokabilecektir. Yabancı yatırımcı açısından kendi ülkesi haricinde bir ülkeye yatırım yapmak ekstra külfet getirmektedir. Yatırımcı bir başka ülkenin durumunu tahlil etmek durumunda kalmaktadır. İşte bu nedenle yatırımcıyı yabancı ülkeye çekebilecek şeyler dikkate alınmaksızın düzgün bir değerlendirme yapma imkanı bulmak her zaman mümkün olamamaktadır.
Türkiye genç nüfusu, stratejik konumu, enerji kaynaklarıyla pazarlara olan köprü niteliği itibariyle yatırımcı çekmeye oldukça müsait bir ülkedir. Bu nedenle yabancıların gözüne batan hisse senetleri Türkiye’de bolca bulunmaktadır. Önemli olan bu senetlerin hangileri olduğunu bilmek ve ona göre hareket etmektir. Basiretli bir yatırımcının yapabileceği budur.
Yabancı yatırımcılar gelişmekte olan serbest piyasa ekonomisinin egemen olduğu ülkeler bakımından velinimettir. Bu sayede yabancı ülkelerden gelen yabancı para yerel ekonomiye katılır, piyasa hareketlenir, piyasaya bağlı piyasalar hareketlenir ve hareketlenme örümcek ağı gibi tüm yerel ekonomiyi etkileyecek hale gelir. İşte bu nedenle yabancı yatırımlar kritik bir nitelik teşkil etmektedir.
Ülkemizdeki yabancı yatırımlar 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunda yabancı yatırımcının tanımı yapılmıştır. Yabancı gerçek kişi yani bildiğimiz insan olabileceği gibi, tüzel kişi yani şirket ve benzeri kuruluşlardan biri de olabilir. Nitekim kanunun ilgili maddesinde yabancı yatırımcı şöyle tanımlanmıştır: “Bu Kanunda geçen; a) Yabancı yatırımcı: Türkiye’de doğrudan yabancı yatırım yapan, 1)Yabancı ülkelerin vatandaşlığına sahip olan gerçek kişiler ile yurt dışında ikamet eden Türk vatandaşlarını, 2) Yabancı ülkelerin kanunlarına göre kurulmuş tüzel kişileri ve uluslararası kuruluşları, (…) ifade eder.”
Yine kanunda doğrudan yatırımın da tanımı yer almaktadır. Doğrudan yatırım şöyle tanımlanmıştır: “b) Doğrudan yabancı yatırım: Yabancı yatırımcı tarafından, 1) Yurt dışından getirilen; – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca alım satımı yapılan konvertibl para şeklinde nakit sermaye, – Şirket menkul kıymetleri (Devlet tahvilleri hariç), – Makine ve teçhizat, – Sınaî ve fikrî mülkiyet hakları, 2) Yurt içinden sağlanan; -Yeniden yatırımda kullanılan kâr, hâsılat, para alacağı veya malî değeri olan yatırımla ilgili diğer haklar, – Doğal kaynakların aranması ve çıkarılmasına ilişkin haklar, Gibi iktisadî kıymetler aracılığıyla; i) Yeni şirket kurmayı veya şube açmayı, ii) Menkul kıymet borsaları dışında hisse edinimi veya menkul kıymet borsalarından en az % 10 hisse oranı ya da aynı oranda oy hakkı sağlayan edinimler yoluyla mevcut bir şirkete ortak olmayı, (…) ifade eder.”
Kanunun şu hükmünde yabancıların gözüne batan hisse senetlerine yapılan yatırımın da doğrudan yabancı yatırım olduğu ifade ediliyor: “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca alım satımı yapılan konvertibl para şeklinde nakit sermaye,”
Türkiye’deki hisselerden birkaçı gözüne batan yabancı yatırımcı aynı kanuna göre Türk yatırımcıyla eşit statüdedir. Kanunun üçüncü maddesine göre yerli yatırımcı ile yabancı yatırımcı aynı statüde yer almaktadır. Serbest piyasa ekonomisinin de gereği budur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarla sağladığı bu kolaylıklar karşısında yabancı yatırımcı da belli hisselere gözünü dikmektedir. Gözünü diktiği hisse senetlerini takip etmektedir. Bu hisselere yatırım yapmaktadır. Bu yatırımlar söz konusu hisselerin değerini arttırdığı gibi eski adı İstanbul Menkul Kıymetler Borsası olup İMKB şeklinde kısaltılan yeni adı Borsa İstanbul yani BİST olan borsamızı hareketlendirmektedir. Bu sayede yakalanan yükseliş trendi ile birlikte sektörler etkilenmekte, istihdam etkilenmekte, ülke ekonomisi etkilenmektedir.
Peki kimdir bu yabancı yatırımcının gözünü diktiği hisselerin sahipleri? Hangi şirketlerdir bunlar? Bunu iyice incelemek gerekir. Çünkü devlet böyle şirketlere yapacağı teşvikle ekonomisini kalkındırır, yerli yatırımcıya da yabancı yatırımcıya da kazandırır ve Türk ekonomisinin küreselleşmeden hak ettiği payeyi almasını sağlamaya çalışabilir. Bu çok önemlidir.
Yabancı yatırımcıların gözünü diktiği şirketleri tespit edebilmek için Borsa İstanbul’un en tepesine bakmak gerekebilir. Ancak bu da yeterli değildir. Yerli yatırımcı / yabancı yatırımcı istatistiklerine göz atmak lazımdır. Aksi halde doğru bir değerlendirme yapılmaz ve isabetli tespitlerde bulunulmaz. Yapılan analizler boşuna yapılmış olur yani anlamsızlaşır.
İsterseniz yabancıların Türkiye’de gözünü diktiği hisse senetlerine göz atalım. Yabancılar Temmuz ayında en çok bu hisse senetlerine yatırım yapmıştır. Bu nedenle bu hisse senetlerine dikkat etmek önemlidir.
Sayfa İçeriği
Yabancıların Türkiye’de Gözünü Diktiği 6 Hisse Senedi !
1) PETKİM
Petro – kimya endüstrisinin bir numaralı şirketidir. Ülkemizde 1965 yılından itibaren TPAO öncülüğünde faaliyet göstermeye başlamıştır. Yüzde elli birlik kamu hissesi 2008 yılında özelleştirilmiştir. Bu şirket özelleştirilmesinden itibaren yabancı yatırımcının gözdesi olmuş bir şirkettir. Ülkemizde kazanmak isteyen yabancı yatırımcının bu hisselere göz diktiği söylenebilecektir.
Ülkemizin en gözde şirketlerinden olan Petkim, 50´yi aşan petrokimyasal ürün yelpazesiyle bugün sanayimizin vazgeçilmez bir hammadde üreticisi durumundadır. Petkim´in ürettiği petrokimyasal ürünler; İnşaat, tarım, otomotiv, elektrik, elektronik, ambalaj, tekstil sektörlerinin önemli girdileridir. Ayrıca, İlaç, boya, deterjan, kozmetik gibi birçok sanayi İçin girdi üretilmektedir.
Görüldüğü üzere pek çok alanda etkin olan bu şirketin yabancıların gözdesi olması çok da şaşırtıcı olmasa gerek…
2) TÜPRAŞ
Ülkemizin en büyük holdinglerinden biri olan Koç Holding bünyesinde faaliyet gösteren ülkemiz enerji sektörünün göz bebeklerinden olan şirkettir. Ülkemizdeki ilk üç petrol rafinerisi 1980’li yıllarda TÜPRAŞ çatısı altında birleştirilmiştir. 1990’lı yıllarda Özelleştirme İdaresi’ne devredilen TÜPRAŞ’ın hisseleri ufak ufak halka açılmaya başlamıştır. 2005’ten itibaren halka açıklık oranı %49’u bulan şirketin hisseleri 2006 yılında Koç Holding’e devredildi.